Bir fikrin ilk kıvılcımından, markanın müşterisine dokunduğu ana kadar…
O çizgide akan her anın toplamı: Deneyim.
Deneyim, markanın müşterisiyle kurduğu temasların toplamıdır. Görmek, duymak, hissetmek, hatırlamak… Duyulara hitap ederek hissettirilen tüm duygular deneyimdir. Bir markayı unutulmaz kılan da bu duygudur. Yaşatılan andır. Biz, markaları bu anların içine yerleştiriyoruz.
Biz, her gün fikir üretiyoruz. Fikir, zihnimizde doğuyor. Bazen cama yazılmış bir notta, bazen post-it’lerin arasında, bazen bir tartışmanın ortasında hayat buluyor.
Toplantı alanından öte; fikirlerin sınandığı, test edildiği, hikâyeye dönüştüğü bir yer… Ofisimiz, bizim laboratuvarımız. incefikirler’in her bir köşesi, düşünme biçimimizin bir yansıması. Cam duvarların arasında fikirler dolaşır, duvarlar düşüncelerle yankılanır.
Önce biz deneriz.
Önce kendimizi markalaştırdık.
Bir duygunun nasıl hatırlanacağını, bir markanın nasıl hissedileceğini iyi biliyoruz. Fikirlerimizi, insanın kalbine dokunan bir deneyime dönüştürüyoruz. Markaların insanla kesiştiği o anlara nasıl mı dokunuyoruz? İşte birkaç örnek: