Soluto

Güven, imzadan önce gelir. Vade bir sayı değil, bir sözdür. Bir işi Türk gibi yapmanın bazı yolları vardır. Bizim ticaretimizin bir dili, bir adabı vardır. Gömleğimizin kolunu sıvadık, Teknokent’te faaliyet gösteren yazılım firması Soluto’yu hedef kitlesine anlattık.

Global markalar, her ülkeye aynı reçeteyi sunuyor. Ama Türk ticaret sisteminin kendine has kuralları var. Vade, çek, senet, esnaf sözü, güven teminatı… Hepsi yazılı olmayan kurallar. KOBİ’ler bu sistemin kalbi. Ve onların karmaşasına global markalar değil, yerli çözümler yol gösteriyor.

Soluto bir yazılımcı gibi davranmaz. Bir dost gibi anlatır. Seni anlar, senin dilinden konuşur, karmaşaları sadeleştirir. Bir yazılımcı kadar analitik, bir esnaf kadar samimi, bir Türk kadar pratik.

Rakiplerin arasında dolaştık. Ve fark ettik ki, sektördeki en büyük eksik teknoloji değil samimiyetti. Her şey global değildir. Çünkü bazı işler Jennifer’a, Edward’a, Julia’ya bırakılmaz. Türk kobileri, Türk zekâsıyla dijitalleşmeli.

Soluto; globale hitap edebilecek güçlü bir duruşla, yerli bir aklın içtenliğini birleştirdi. Anlar. Bilir. Çözüm üretir. Bu üç kelime markanın stratejisinin özetiydi. Teknolojiyi korkutucu olmaktan çıkarıp insanı merkeze alan bir marka yarattık.

Ne çok teknik, ne fazla samimi. Gerçek. Anlaşılır. Bizden. Bizim işletmelerin ihtiyacı olanı onlara sunduk.

Logoda iki farklı karakter birleşti. “so” markanın sosyal, renkli, enerjik yanını; “luto” ise profesyonel ve kurumsal yanını temsil etti. Hem ciddi hem enerjik… Türk halkı gibi.

Soluto artık sadece yazılım değil, bir kültürün dijitaldeki karşılığı. Kampanyalarında esprili, sosyal medyada samimi, görsellerinde global ama ruhunda yerel. Ve bunu billboardlardan kurumsal kimliğine kadar, her yerde gösteriyor.

“So” samimi iletişimi, renkli görsel kimliği ve özgün ürün isimleriyle Soluto; Türk kobilerin dostu oldu. Bu arada; Edvard, çek ile ödemeyi öğrenmeye çalışmasın. Türk kobiler, Soluto ile dijitalleşsin!