Really

“Senin tabağındaki ciddi sorun: Bu tabak hiçbirimize yetmez, bu tabaktan 120-130 tane yapman lazım ki bütün stüdyo yesin. Gerçekten çok iyi.” Masterchef yarışmasında yaptığı buffalo wings ile jüriden bu yorumu alan bir şef… Bir tavuk dükkanı fikri… Gerçekten çok iyi fikir. Gerçekten iyi anlatmalı.

Fried chicken… Fast food kültürünün arka bahçesinde kalmış, hızlıca yenilip unutulan bir yemek. Şefin dokunduğu, el emeğiyle hazırlanan, sokak kültürüyle gastronomiyi birleştiren bir yiyeceğe fast food diyebilir misiniz? Biz diyemedik. Lezzetin hızlı, deneyimin ise sindirerek olduğu bir dünya. İsmi fast food değil, fast casual.

Cool ama özenli, görünüşte şehirli ama mutfakta samimi biri… Bir mimar, tasarımcı ya da şef gibi düşünen bir karakter hayal ettik. Really’nin kişiliği, denge üzerine kuruldu.

Gerçek şeflerin elinden çıkan gerçekten lezzetli tavuklar… Pişirme tekniklerinden soslarına kadar her adımda, burada patron lezzetti.

Lastik gibi tavuklara “kış kış” diyen, gerçek bir tavuk deneyimi. Biz, gerçeklikten ilham aldık.

Markanın dili de duruşu kadar dürüst. Bağırmıyor, sadece söylüyor. İkna etmeye çalışmıyor, samimiyet kuruyor. Her iletişiminde şu hissi veriyor: “Gerçekten doğruları söylüyor.”

Kusursuz denge, minimal detaylar ve tabii ki sadelik… Tabeladan menüye, ambalajdan iç mekâna kadar her yer “görünüşte cool, detaylarda şık” fikrini yaşatıyor. Şefin mutfağındaki disiplinle tasarımcının masasındaki estetik birleşiyor.

Beşiktaş’taki ilk şube ile fikir sokağa çıktı. “Gerçek bir tavuk yemenin vakti gelmedi mi gerçekten?” diyerek şehrin kalbine konumlanan billboard ile binlerce kişiye sesini duyurdu. İkinci şube yolda. Ve o ses, daha da büyüyor.

Her şeyin kopyalandığı bir çağda, biz “gerçek” olmanın markalaşabileceğini gösterdik. Ne abarttık, ne de gereksiz süsledik. Gerçekten iyi markalama. Bu başarının bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz. Gerçekten!